Tarihteki ünlü düşünürlerin ve devlet adamlarının sözlerinden de anlaşılacağı üzere insanoğlu her dönemde soy kimliği ile ilgili gerek meraktan kaynaklanan gerekse kimlik arayışından kaynaklanan bir arayış içindedir.
İnsanoğlu için tarihi önem arz etmektedir. İnsanoğlu evrensel ilkelere bakıldığında önemli olan bağnaz düşüncelerden uzak ilkel olmayan ancak çokta hümanist olmayan bir yaklaşım ile tarihi ile barışık olması ve kimliğine sahip çıkması insani bir durum olduğu gerçeği ile yüzleşe gelmiştir.
Bir kısım insan önemli olan kimliğinde tarihsel kimliğin önemli olmayıp kendini tanımladığı kimliğin önemli olduğu yönünde kanaat getirmektedir. Ancak toplum kurallarını yok saymak var olan bir kanaatin olmadığı görüşünü desteklemeyeceği de aşikardır.
İslam kavimciliği ret etmektedir. İnancın temelinde insan vardır. Şeyh Edebali’nin de dediği gibi “İnsanı yaşat ki devlette yaşasın.” Prensibi bizlerin de prensibi olmalıdır. Devletler vatandaşlık bilinci ile oluşur. Farklı kültürde ki insanların bir araya gelerek ortak menfaatleri
gereği Devletler oluşur. Ancak farklı kültürde ki insanların yaşamın tamamını birlikte yaşaması mümkün olmamaktadır. Yaşamın tamamı çekirdek aileden başlar ve aynı kültürü paylaştıkları sülaleler ile sürdürürler. Bu insani bir ihtiyaçtır. Devlet kanunlarla insanların birlikte yaşamasını mümkün kılar.
Aileler ve sülaleler kültür ve örfleri ile yaşamını sürdürürler. İlk kimliğimizi anne ve babamıza borçlu oluruz. Toplumsal kimliğimizi ise sülalelere borçlu oluruz. Karakterimizi bu sin sile ile kazanırız. Miras hakkı da bu çekirdek topluluk sayesinde
kazanır ve adeta yaşamımıza şekil veren en önemli faktör olur.
Bütün bu nedenlerle kafa tası milliyetçiliği yapmadan ailemizin ve sülalemizin değerini bilmek zorundayız. Yaşamımızın tamamında onlar var olacaktır.
Gelişen teknoloji ile bizler gelişen toplumlara ayak uydurmak zorunda olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz. Devletimize aidiyet duygusu beslemek kafi gelmeyecek olduğu bilincinde olarak öncelikle kendi evimizin önünü temiz tutmamız gerektiği bilincinde büyük bir sülale olarak öncelikle aidiyetimizi geliştirmek için tarihsel kimliğimize sahip çıkarak sülalemizin her ferdinin bu bilinç ile yetiştirmemiz gerekmektedir. Her türlü zorluklar aidiyet bilinci ile iyi bir
eğitim ve öğretim ile mümkün bulunmaktadır. Tam bunu başarabilmek birlik olduğumuz takdirde tüm zorluklara rağmen başarmamızı mümkün kılacaktır. Bütün bu çalışmaları yapabilmek için bu inançla kurulmuş olan bu sitemiz sülalemiz için iyilikler getirmesini ortak akıl ve istişare ile yapacak olduğumuz bu ve bundan sonra ki çalışmalarda katkı sağlayacağı inancı ile katkı sağlayan ve
sağlayacak olan herkese sonsuz teşekkürlerimizi arz ederiz.
Saygılarımızla…